“Ankara ve Moskova arasındaki askeri siyasal ittifak Orta Doğu bölgesinde güç dengesini ciddi anlamda etkiliyor”
Güney-Kuzey Devlet Üniversitesinin profesörü, askeri alanda uzman Vladimir Markovçin, Türkiye-Rusya ilişkilerini Yeni Çağ Haber‘e değerlendirdi.
Profesör, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 (Triumf) uçaksavar füze sistemlerinin artılarını anlattı:
“Bu sistemlerin benzer füzelerden farkı ve üstünlüğü hakkındaki bilgiler herkese açık. Öncelikle S-400’ler yeni nesil füze kompleksleridir ve 2007’den itibaren Rusya ordusunda kullanılmaya başladı. Benzer füzeler, örneğin Patriot 1963’ten beri üretiliyor. Patriotlar bazı fonksiyonlarına göre hatta 1993’te üretilen S-300’lerin yanında bile zayıf kalıyor. Kuzey Kore’ye ait füzenin bir ay önce Japonya hava sahasından kolaylıkla geçmesi, o topraklarda konuşlandırılmış Patriot’ların etki gücünü şüphe altında bırakıyor.
S-400’lerin Patriot ve diğer Batı üretimi olan füzelerden üstünlüğü taktiksel teknik özelliklerinde, ayrıca daha güvenli olmasında. Şu anda dünyada onlarla ülke kendi füzelerini üretmeye çalışıyor. Ama SSCB bu alanda eskiden beri öndeydi ve Rusya da üretimi başarıyla sürdürdü.
S-400 Triumf füzeleri saatte 17 bin kilometre hızla uçarak hedefleri 600 kilometreden etkisiz hale getirebilir. Bu Patriot’un değerlerinden 2,5 ve 3,3 defa daha çok. Ayrıca S-400 aynı anda 160 hedefe yönelebildiyi halde Patriotlarda başarı oranı 1,5 defa daha düşük. S-400 aynı anda 80, Patriotsa 67 füze atabiliyor. Triumf, sadece 5 dakika içinde manevra yaparak lokasyonunu değiştirebiliyor, ama Patriot bunun için en az 25 dakika harcıyor.
Markovçin’e göre, Türkiye’nin S-400 sistemleri alarak hava sahasını güvende tutma konusunda artılar kazanacak.
“Üstünlükler belli. Burada güven ve ekonomi konusundaki detayları da irdeleyebiliriz. ABD’nin benzeri füze sistemleri 1 milyar dolar değerinde, ama S-400’ler sadece 80 milyon dolar. Rusya’nın standart sistemlerinde 24, Amerika versiyonundaysa toplam 16 füze bulunuyor. Yani ekonomik anlamda da Triumf Patriot’tan daha üstün. Bu yüzden Türkiye ordusu için fiyatı çok münasip.”
Profesör, Türkiye’nin milli askeri sanayisini de değerlendirdi:
“Ülkeler hangi siyasi askeri blokta bulunursa bulunsun, diğer ülkelerle de işbirliği imkanları muhakkak vardır. Burada temel konu hoş görü. Türkiye, NATO’nun en “yaşlı” üyesi ve ittifak için büyük öneme sahip. Ayrıca Türkiye, silah üretiminde de çok iyi noktalara geldi. Ülke son 25 yılda bu konudaki kapasitesini daha da yükseltti. Ülke 2030 senesine kadar tamamen kendi üretimi olan silahlarla ordusunu güçlendirmeyi ve silah ihracatını 25 milyar dolara ulaştırmayı hedefliyor.
Ama Türkiye’nin bu hedeflerine ulaşması için daha çok çabalaması gerek.
Markoviçin’e göre, Rusya ve Türkiye arasında tüm alanlarda işbirliğinin güçlenmesi Orta Doğu ve dünyadaki süreçleri ciddi anlamda etkiliyor:
“Türkiye ve Rusya uzun yıllar boyunca bazı ülkelerin de kötü niyetleri sonucunda farklı saflarda yerlerini aldılar. O üçüncü ülkeler, zamanında Osmanlı ve Rusya İmperatorluğunun güçlenmesini istemiyordu. Ama tüm kötülüklerin bir sonu var. Ankara ve Moskova arasındaki askeri siyasal ittifak, Orta Doğu bölgesinde güç dengesini ciddi bir biçimde etkiliyor.”
www.yenicag.info