ABD, DAEŞ terörünü Gürcistan üzerinden Kafkasya’ya yönlendiriyor

ABD’nin gittikçe gelişen Türk-Rus işbirliğini baltalamak için Suriye’deki binlerce DAEŞ teröristini, Gürcistan üzerinden Kafkasya’ya yönlendirdiği bildirildi.

DAEŞ teröristlerinin özellikle Gürcistan’daki Pankisi Vadisi’nde üstlendikleri bildiriliyor. DAEŞ’in buradan, Kafkasya bölgesinde ve Rusya’da intihar saldırıları başta olmak üzere, Rusya’ya yönelik eylemlere girişeceği söyleniyor. Bilindiği gibi, Kırgızistan-Özbeksitan ve Tacikistan sınırları arasındaki Fergana Vadisi’nde de üstlenmiş olan DAEŞ terör örgütünün, burada çok rahat hareket etmesi, havadan bir kez bile olsun bombalanmaması dikkatlerden kaçmıyor. ABD’nin DAEŞ’e aynı korumayı, Gürcistan’da da sağlayacağı konuşuluyor. ABD’nin DAEŞ’i buraya yığarken, dünya kamuoyuna da, “Çeçenlerin özgürlük mücadelesi şeklinde” propaganda yaparak, DAEŞ terörünü meşrulaştırmaya çalışacağı söyleniyor. ABD, DAEŞ’i, Afganistan’da 17 yıldır kedisine karşı savaşan TALİBAN’a karşı da kullanıyor.

Tiflis’te teröristelere yönelik düzenlenen operasyonun arkasında kimler vardı?

Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te 17 saat süren operasyon sonucunda 3 terörist öldürüldü. Etkisiz hale getirilen Çeçen teröristlerden biri Atatürk Havalimanı’nda saldırı düzenleyen Ahmet Çatayev’di. Bu durum, son iki gündür uzmanlar arasında en çok tartışılan konu.

Uzmanlar, Kafkasya’da radikalizmin güçlenmesini Batı’nın Türkiye-Rusya işbirliğini önleme girişimi olarak değerlendiriyor. Ankara ve Moskova arasındaki ilişkiler o kadar yüksek düzeye ulaştı ki, artık Türkiye Rusya’dan S-400 füze sistemi almak için anlaşma imzaladı. Bu durum Batı’da büyük bir endişeye neden oluyor.

Gürcü uzman Vasiko Gviati, konuyla ilgili Yeni Çağ Haber‘e konuştu. Uzman, operasyonun detaylarının şimdilik belli olmadığını belirtti:

“Operasyon sonucu öldürülmüş teröristlerin kimliği, bir fikir üretmek için yeterli değil. Bazıları bu olayın Rusya’yla bir ilişkisi olduğunu düşünüyor. Ancak söylenenlerin hepsi sadece bir olasılık. Bir sonuca varmak için daha çok erken.”

Rus uzman Deniz Korkodinov‘sa, 22 Kasım’da Tiflis’te gerçekleştirilen operasyon sonucu “Tek kol” lakaplı Ahmet Çatayev’in öldürüldüğüne vurgu yaparak şunları dile getirdi:

“Tiflis yönetimi, teröristlerin ülke sınırları içinde operasyonlar zinciri gerçekleştirmeyi planladıklarını düşünüyor. Belli ki, teröristlerin bu girişiminin amacı uluslararası istikrarı ihlal etmekti. Onlar operasyonları öncelikle de Rusya ve Türkiye’den gelecek tepkileri belirlemek için planlanmıştı.

Orta Doğu’da mağlup olan DAEŞ, terör saldırıları için yeni meydanlar aramakta. Güney Kafkasya bu anlamda onlar için iyi bir mekan olabilir. Çünkü burada İslam dininin hakim olduğu bölgeler var. Böyle bir atmosferde radikallar çok kolaylıkla “buharlaşabilir” ve kendileriyle hemfikir insanlar bulabilirler. Güney Kafkasya ve Orta Doğu ülkeleri arasında Gürcistan, DAEŞ terör örgütünün aktif duruma gelmesi için bir meydan olabilir. Bu topraklarda komşu ülkelerdeki sivil insanlar arasına kaos ve fikir ayrılıkları oluşturabilecek güçler mevcut.

Tabii bu durum Rusya’yı da çok korkutuyor. Çünkü Gürcüstan’ın Rusya’yla sınırı var ve DAEŞ’in Gürcistan üzerinden Rusya’ya giriş riski oldukça yüksek.”

Konuyla ilgili Yeni Çağ Haber‘e konuşan Azerbaycanlı siyaset bilimci Elhan Şahinoğlu, Gürcistan’ın bu duruma izin vermeyeceğini söyledi:

“DAEŞ terörüne yönelik mücadele her geçen gün daha da güçleniyor. DAEŞ, artık Suriye’de mağlup edildi. Terörle mücadele konusunda kazanılmış bu başarıda, Rusya-Türkiye-İran işbirliği büyük öneme sahip. Suriye’de mağlup olmuş teröristler kendilerine yeni mekanlar arıyor. Ama ABD’nin DAEŞ teröristlerine destek vereceğini, onları bu bölgede konuşlandıracağını sanmıyorum.

Aynı zamanda Gürcistan’ın da DAEŞ’in kendi toprakalarında bulunmasına izin vermez. Gürcistan, zamanında Çeçenlere böyle bir imkan vermişti. Ama bir süre sonra, o Çeçenler Gürcistan’ın kendisi için ciddi sorunlar oluşturdu. Bu günlerde Tiflis’te Çeçen teröristlerin etkisiz hale getirilmesi de bu ihtimalin olasılık düzeyini belirliyor. Bu tür olaylar, Gürcistan’ın böyle tehlikeli bir oyuna katılmayacağını bir kez daha ispatlıyor.”