Bakanlık Sözcüsü`nden uluslararası topluma “Emenistan’ın karalama kampanyasına uymayın” çağırısı

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade, yerel basının “14 Eylül’de ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde yapılan oturumlarda, ABD’nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Vekili Yuri Kim, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşın henüz bitmediği, Laçın yolunun ‘ablukada’ olduğu, ‘Dağlık Karabağ’ın Ermeni halkı’na yönelik askeri saldırının kabul edilemez olduğu ve onların haklarının ve güvenliklerinin barış anlaşmasında yer alması gibi bir takım görüşler dile getirdi. Bu görüşlerle ilgili düşünceleriniz neler?” şeklindeki sorusunu yanıtladı.

Ayhan Hacızade, “Öncelikle söz konusu oturumların girişimcisi ve organizatörünün, ülkemize karşı geleneksel düşmanlık tutumuyla öne çıkan Ermeni yanlısı senatör Robert Menendez olduğu malumlarıdır. Hakkında yolsuzluk suçlamalarının olduğu ve soruşturma sürecinin yürütüldüğü bir dönemde, adı geçen senatörün hala Ermeni diasporasının radikal temsilcilerinin asılsız iddialarına dayanarak Azerbaycan aleyhinde faaliyetlerde bulunması, siyasi etik kuralların kendisi için yabancı bir kavram olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

ABD’nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Vekili Yuri Kim’in dile getirdiği ve genel olarak ihtilaf sonrası dönemde bölgedeki mevcut durum ve gerçeklikleri yansıtmayan görüşler sadece hayal kırıklığı yaratıyor.

Bu görüşler, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken arasında 1 Eylül’de yapılan temaslarda, Ağdam-Hankendi ve Laçın-Hankendi yollarının eş zamanlı kullanımı konusunda varılan mutabakatla çelişmenin yanı sıra, ne yazık ki Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı tüm dünyada yürüttüğü karalama kampanyasının unsurlarını içermektedir. ABD tarafının da arabuluculuğuyla uygulanması gereken bu anlaşmanın Ermenistan ve onun yarattığı sözde rejim tarafından ihlal edildiği, ‘abluka ve insani durum’ iddialarının asılsız olduğu ABD tarafından iyi bilinmektedir.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşın bitmediğini iddia eden Sayın Kim’e, 10 Kasım 2020’de imzalanan üçlü bildiri sonrasında karşı tarafa her iki devletin toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde barış teklif ettiğimizi hatırlatmak isteriz. Azerbaycan’ın girişimiyle başlayan, uluslararası ortakların, aynı zamanda ABD’nin desteğiyle barış anlaşmasına yönelik ikili müzakere sürecinin varlığı, savaş sonrası ve ihtilaf sonrası dönemin temel sürecidir.

Ne yazık ki, savaş ve ihtilaf bitmiş olsa da bitmeyen ve bölgede barış ile istikrarı engelleyen şey, Ermenistan’ın yaklaşık 30 yıllık işgal döneminde olduğu gibi müzakerelerin imitasyonu ve sürekli askeri-siyasi provokasyonlar yapmasıdır. Bu bakımdan 30 yıllık ihtilaftan sonra ortaya çıkan tarihi fırsatı inkar etmek yerine, Ermenistan’ın yaptığı provokasyonların durdurulmasının, en önemlisi de Azerbaycan topraklarından hala çıkarılmayan Ermeni silahlı kuvvetlerinin derhal topraklarımızdan çekilmesinin talep edilmesinin önemli ve adil olduğuna inanıyor, ABD tarafına da bu yönde tutum sergileme çağrısında bulunuyoruz.

Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeni nüfusla ilgili ‘Dağlık Karabağ’ın Ermeni halkı’nın hak ve güvenliğinin barış anlaşmasında yer almasından bahsedilmesi, Ermenistan’ın kasıtlı olarak topraklarımızda ayrılıkçılığı teşvik etmek amacıyla kullandığı terminolojiyi içine alarak toprak bütünlüğümüze ve egemenliğimize aykırıdır. Bu, aynı zamanda Ermenistan’ın etnik temizlik ve soykırım politikası sonucu bölgeden sürülen Azerbaycanlıların haklarına da saygısızlıktır. Halihazırda Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeni nüfusun söz konusu bölge nüfusunun tüm kesimlerini temsil etmediğini karşı tarafa hatırlatmak isteriz.

‘Askeri saldırı’ iddiasına gelince, Azerbaycan’ın, Ermenistan’dan farklı olarak hiçbir zaman sivil halka karşı güç kullanmadığını, tam tersine ulusal düzeyde Ermeni sakinlerimizin toplumumuza yeniden entegrasyonu alanında çalışmalar yürütüldüğünü, Ermenistan ve onun sözde kurumunun bu yönde oluşturduğu engellere rağmen kararlı olduğumuzu vurguluyoruz. Yeniden entegrasyon süreci ülkemizin iç meselesidir ve iç işlerimize müdahale kabul edilemez.

ABD timsalinde tüm uluslararası topluma, Ermenistan’ın karalama kampanyasına uymamasını, bölgede istikrarsızlığa katkı sağlayacak bu tür adımların parçası olmamasını tavsiye ediyoruz.” ifadelerini kullandı.