“Gürcilere silahını aldıkları o askerin arkasında bütün bir milletin durduğunu göstermek lazım.”
Bu fikirleri YeniÇağ`a verdiyi açıklamada Azerbaycan-Gürcistan sınırının Keşikçidağ bölümünde gürcilerin Azerbaycan askerinin silahını elinden alması olayını değerlendiren Terlan Eyvazov söyledi.
Terlan Eyvazov`a göre, gürci milliyetçilerinin bu sabotajı komşu ülkede gerçekleştirilecek parlamento seçimleri ile ilgili:
“Gürcilerin sınırda böyle bir sabotaj yapmaları düşündürücü. Gürcistan`da parlamento seçimleri yaklaşıyor ve uzmanlar bu seçimlerde eski cumhurbaşkanı adayı Grigol Vaşadze`nin partisinin zafer kazanacağını söylüyorlar. Eğer bu sabotajı yapanlar gerçekten de Gürcistan`ın milli kuvvetleriyse, onlar neden aynı şeyleri Osetiya`da Abhazya`da tekrarlamıyorlar?
Hiç kimseye sorun yaratmayan, iki devletin de arazisine düşen bir anıt etrafında böyle oyunlar oynuyorlar. Bu sabotajları yaratan Gürcistan`ın yeni Cumhurbaşkanı oldu. Bu olaydan önceki gelişmelerden sonra Azerbaycan ve Gürcistan heyetleri arasında konuşmalar başladı ve anlaşmazlıkların giderilmesi için müzakereler sürdürüldü. Fakat şimdi de gürciler Keşikçidağ`daki manastırda olan ikonlara saygısızlık yapıldığını iddia ediyorlar.
Bu iddialara rağmen Gürcistan tarafı resmi açıklama yaptı ve ikonların kendileri tarafından götürüldüğünü bildirdi. Bunlar da Keşikçidağ`daki son olayların sabotaj olduğunu onaylıyor.”
Uzmanın sözlerine göre, gürcilerin böyle bir şeye cesaret etmelerinin diğer bir sebebi de Sınır Koruma Kuvvetleri`nin yumşak tutumu ve toplumun kayıtsızlığı:
“Keşikçidağ`daki ilk olaylardan sonra Azerbaycan Sınır Koruma Kuvvetleri komutası önce sert önlemler alsa da sonradan yumşak tutum sergiledi ve bu tutum da milliyetçileri yeni sabotajlara heveslendirdi. Onların azgınlığı haddini aştı ve bizim askerlerimize saldırmaya kadar uzandı. Böyle bir şey kabuledilemez. Böyle bir şeyin yaşanmasında askerin, çavuşun, subayın ve hatta Devlet Sınır Servisi`nin başkanı Elçin Guliyev`in de günahı var. Askeri böyle bir duruma düşüremezler.
Aynı zamanda toplumun bu olaya kayıtsız kalması da şaşırtıcı. 1980`li yıllarda SSCB idarecilerinin emriyle arazilerimiz Ermenistan`a verildiği zaman Kazak ve Agıstafa ahalisi Moskova`dan gelen heyeti taşlamıştılar. Peki o halk şimdi nerede? Ne oldu o halka?.. İsanlarımız bu olaylara kayıtsız kaldılar.
Elbette, biz hiç kimseye bir şey vermeyeceğiz. Bunun mümkünatı yok. Fakat toplum da sessiz kalmamalı. Gürcilere silahını aldıkları o askerin arkasında bütün bir milletin durduğunu göstermek lazım.”
Sehavet Memmed
Çeviri: Agil Bekir