Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bağcılar’da düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Bağcılar’ın 22 kilometrekarelik alandaki 760 bini bulan nüfusu ve Anadolu’nun tüm renklerini bir araya getiren yapısıyla adeta hem Türkiye’nin hem de İstanbul’un özeti gibi olduğunu belirtti.
Darbe gecesinde Bağcılar’ın 7’den 70’e sokaklara dökülerek Cumhurbaşkanı’na, hükümetine, istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıktığını tüm dünyaya ilan ettiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bağcılar o gece Malazgirt’te Bizans ordusunun üzerine yürüyen yiğitlerin ruhunu şad etti. Bağcılar o gece Anadolu’yu bize ebedi yurt haline getiren Selçuklu’nun, Osmanlı’nın mirasına sahip çıktı. Bağcılar o gece Çanakkale şehitlerinin, Kurtuluş Savaşı şehitlerinin, terörle mücadele şehitlerinin ruhlarının yeniden dirilişine şahitlik etti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede vatanları için, bayrağı için, ezanı için, özgürlükleri için güneş gibi batmaya hazır 80 milyon yürek olduğu müddetçe kimse bize yan bakamaz, kimse bize diz çöktüremez.” dedi.
‘Bağcıların insanları, buradan Hollanda’ya notasını veriyor’
Erdoğan, Hollanda hükümetinin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının iniş iznini iptal etmesine ilişkin şunları söyledi:
“Hollanda’da vatandaşlarımızla buluşma programına gidecekken kendisine ‘uçuşa yasak’ haberi geldi. Düşünün, Türkiye’nin Dışişleri Bakanı vatandaşlarıyla buluşmak için Hollanda’ya gidecek, Hollanda ‘uçuşa yasak’ notasını geçiyor. Hollanda, bir sıçrarsın, iki sıçrarsın ama bilesin ki oradaki benim vatandaşlarım sizin tezgahınızı bozacaklar 16 Nisan’da. İstediğiniz kadar baskı yapın, istediğiniz kadar teröristleri ülkenizde besleyin, büyütün, bunların hepsi size ters olarak dönecek ve bunlara yönelik şüphesiz ki 16 Nisan’dan sonra bizler uygulamalarımızı başlatacağız. Bizler sabırlıyız. Men sabera zafera. Sabreden kimse zafere ulaşır.
İşte şu anda Bağcıların insanları, buradan Hollanda’ya notasını veriyor. Sen istediğin kadar Dışişleri Bakanımızın uçağını kaldırma, bundan sonra senin uçakların bakalım Türkiye’ye nasıl gelecek? Tabii burada ben diplomasiyi konuşuyorum, yoksa vatandaşların seyahatini değil, o ayrı bir konu ve bunların değerlendirmesini ona göre yapacağız. Bunlar ne siyaset biliyor, ne uluslararası diplomasi nedir bunu biliyor. Bunlar bu kadar ürkek, bu kadar korkak. Bunlar Nazi kalıntısı, bunlar faşist. Bunu böyle biliniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından etkinliği izleyenlere de seslenerek “Bugün Hollanda bizi seyrediyor, Bağcılar’ı seyrediyorum. Burada bir şehir toplantısı yapmıyoruz, ilçe toplantısı yapıyoruz. Almanya bizi izliyor şu anda, ekranları başından bizi izliyorlar. Avrupa’nın diğer ülkeleri, Fransa’daki Türkler, kardeşlerimiz bizi izliyor, Hollanda izliyor, Belçika izliyor, İskandinav ülkeleri bizi izliyor. Hepsine selam olsun. 16 Nisan için selam olsun.” dedi.
‘Hayır’ diyenler niçin ‘hayır’ dediklerini izah edemiyor
Anayasa değişikliği halk oylamasında milletin önünde 2 yolun bulunduğunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
“Ya bugüne kadar yaşadığımız krizlerin en önemli sebebi olan mevcut yönetim sistemiyle devam edeceğiz ya da istikrarın, güvenin teminatı olacak yeni yönetim sistemini hayata geçireceğiz. 40 yıllık siyasi hayatımızın her anında olduğu gibi bu konuda da milletimin irfanına, izanına güveniyor, ‘evet’ diyeceğine inanıyorum. Dikkat edin ‘hayır’ diyenler niçin ‘hayır’ dediklerini izah edemiyor. Hatta meseleden o kadar kopuklar ki, hepi topu 18 madde olan anayasa değişikliği metnini ana muhalefetin başındaki bile hiç okumamış. Şimdi bu sabah benim Karadenizli kardeşlerimi toplamış, onlara bir toplantı yapıyor. Yalan yanlış her şeyi anlatıyor. Bugün Sultanbeyli konuşmamda, onların hepsine tek tek hukuki olarak gereken cevabı vereceğim. Çünkü, okumadın. Hiç olmazsa okumasını sağlayın bir. İki, onu gelip orada dinleyen vatandaşlar da gerçeği bilsin. 18 yaşındakilere seçilme hakkını çok görüyor. Ve ne diyor biliyor musunuz? ‘İlanihaye askerlikten kurtulacaklar.’ Söze bak. Ve çok daha enteresanı, ‘Erken emeklilik olacak, oradan maaşlarını tıkır tıkır alacaklar.’ diyor. Böyle saçma sapan şeyler.
Bir defa şu anda milletvekillerinin emeklilik yaşı milletvekili olduktan hemen 2 sene sonra başlar diye bir şey yok. Bunların hepsini şu anda arkadaşlarım çıkartıyorlar. Cevabını da Sultanbeyli’de kendisine vereceğim ki milletim aldatılmasın. Bu zat ‘cumhurbaşkanı ile başbakan farklı partilerden olursa kavga çıkar.’ diyor. Halbuki biz yeni sistemi tam da bu sebeple milletimizin takdirine sunuyoruz. Yani Sezer ile rahmetli Ecevit. Anayasa’yı Ecevit’in yüzüne fırlattı. Halbuki bunların ikisi de farklı değildi. Aynı siyasi zekaya sahipti. Orada kavga çıktı. İşte o kavgayı biz ortadan kaldıralım diye artık cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı ne yapıyoruz, birleştiriyoruz. Bu iş bitiyor.”
“Bu sistemde en az yüzde 50 artı 1 oyla seçilebiliyorsunuz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sabah yaptığı konuşmada “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” dediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Bak şimdi ‘Egemenlik gidiyor.’ diyor. Niye gidiyormuş? Çünkü yasama organı olan Meclis’in elinden bütün yetkiler alınıyormuş. Ya oku bir oku. Hangi yetki alınıyor? Sadece gensoru verilemeyecek. Bütün yine yasamayı parlamento yapacak. Sadece bütçe kanunu, biraz sonra geleceğim, sayın cumhurbaşkanı hazırlayacak. Yeni sistemde başbakan yok öğrendin mi? ‘Başbakan başka cumhurbaşkanı başka olursa şöyle olur böyle olur.’ Öğren, öğren. Yeni sistemde başbakan yok. Onun yerine her 2 görevi de yürütecek olan cumhurbaşkanı var. Bu cumhurbaşkanı hükümeti kuracak, üst düzey bürokratları atayacak ve millete verdiği taahhütlerin gereklerini yerine getirecek. 5 yıllığına seçilen cumhurbaşkanı başarılı olursa milletin takdiriyle ikinci 5 yıl daha görevde kalma imkanı elde edebilir. Başarısız olursa yerine millet kime güven duyuyorsa, kime itimat ediyorsa, kimin programı ve projesi varsa o gelecek. Yani 2 kez. Çünkü bu sistemde en az yüzde 50 artı 1 oyla seçilebiliyorsunuz. Tamam anladık mı?
Eski sistemde öyle dönemler olmuştur ki, yüzde 15 oy alan partinin genel başkanı bile başbakan olabiliyordu. Hatırlayın gençler. 1999 seçimleri öncesi yüzde 15 dahi oyu olmayan Meclis’teki beşinci partinin genel başkanı başbakanlık yapmıştır. Bundan sonra artık kimse milletin yarıdan fazlasının onayını almadan bu ülkeyi yönetemeyecek. Meclis ise yasama ve denetim görevlerini çok daha etkin şekilde yapabilme imkanı elde edecek.”
Yeni sistemde Meclis’in yasama ve denetim görevlerini çok daha etkin şekilde yapabilme imkanı elde edeceğini aktaran Erdoğan, “Eski sistemde kanun tasarılarını, hükmet, daha doğrusu hükümetin bürokratları hazırlar, milletvekilleri ise sadece komisyonlarda ve genel kurulda bunları görüşürdü. Buraya dikkat. Şimdi kanun teklifi verme yetkisi sadece ve sadece milletvekillerine ait ey Kılıçdaroğlu. Bakanlar Kurulu vermiyor, milletvekilleri veriyor. Cumhurbaşkanının bütçe kanunu dışında böyle bir yetkisi yok. Anladın mı Kılıçdaroğlu? Benim kardeşlerimi, vatandaşlarımı, bir kahvaltı verip niye aldatma yoluna gidiyorsun.” diye konuştu.
Tr.Yeniçağ.Az
www.yenicag.info