İdlib çevresindeki durum gittikçe karmaşıklaşıyor. Türkiye`nin bölgedeki askeri üslerini güçlendirdiği bir zamanda Şam ve Moskova, Suriye`deki sivilleri bombalamaya devam ediyor. Rus uçaklarından ve Esed`in saldırılarından korkan insanlar Türkiye sınırına doğru hareket ediyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Rusya`yı sivilleri hedef almakta ve Soçi Mutabakatı`nı ihlal etmekte suçladı.
Durum böyleyken Suriye parlamentosu sözde “Ermeni Soykırımı”nı tanıdı.
İdlib`deki durumu, Esed`in Ermeni provokasyonunu ve Ankara`nın gelecekte nasıl bir tutum sergileyeceğini Yenicag.ru`ya, Yeni Çağ Medya Grubu Başkanı, gazeteci-yazar Agil Alesger değerlendirdi.
Agil Alesger`in sözlerine göre, Esed için hakimiyet kendi halkının canından daha kıymetli:
“İdlib etrafındaki olaylar bir kez daha Esed`in kanlı rejiminin heçbir anlaşmaya uymayacağını ve onun hakimiyet sevdasının vatandaşlarının hayatından daha önemli olduğunu gösterdi.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi`ne ve Rus-Türk ortak devriyelerine rağmen Esed rejimi sivil halkı bombalamaya devam ediyor. Bunun sonucunda da yüzbinlerce Suriyeli Türkiye sınırına doğru akın ediyor. Tabi böyle olunca da kafalarda bazı soru işaretleri yaranıyor: Neden Suriyeliler Türkiye`yi seçiyor? Neden onlar kurtuluş için Türkiye`yi tercih ediyorlar? İnsanların Türkiye seçimi Esed`in kendi vatandaşlarına karşı acımasız bir tavır aldığının ve rejimin hakimiyeti nasıl elde tuttuğunun göstergesi.
İdlib`de Esed`in karşısı alınmazsa eğer, Türkiye`deki Suriyeli mülteci sayısı 5 milyona ulaşacak. Ankara, bu sürecin sonucunun ne olacağını iyi biliyor ve gerekli tüm önlemleri alıyor. Suriye`deki gözlem noktalarını korumak ve Türkiye’ye göçü önlemek amacıyla Türkiye’deki çeşitli birliklerden askeri sevkiyat; çok sayıda askeri personel, tank, obüs, zırhlı iş makinesi ve komandolar konvoy halinde görev yerlerine konuşlandırılıyor.”
Agil Alesger Suriye parlamentosunun kabul ettiği sözde “Ermeni Soykırımı”nın Türkiye`ye karşı bir provokasyon olduğunu bildirdi ve bu gibi adımların Türkiye`yi zayıflatamayacağının altını çizdi:
“O zamanki tarihi olaylar arşiv materiallerinde açık bir şekilde yer almakta. Ermeni konusunu işleyen. dünyanın önde gelen üniversitelerinde çalışan tarihçiler, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü arefesinde Ermeni haydutların eli ile 2,5 milyondan çok müslümanın öldürüldüğünü dile getiriyorlar. Osmanlı gibi bir cihan imparatorluğunu çökertmek için türlü oyunlar kuran düşmanlar, Ermenileri Türklere, Kürtlere, Araplara karşı kışkırtarak istediklerini elde etmeğe çalıştılar. Fakat Türk milletinin birliği ve cesareti sayesinde onlar bu planlarını gerçekleştiremediler.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Çukurova, Hatay ve diğer Türk şehirlerinde yaşayan müslümanlar Ermeniler tarafından katledildi. Öldürülenler sırasında Araplar daha çoktu. Ermeniler tarafından Araplar yaşayan köyler ateşe verilmiş ve çok sayıda Arap aşireti mahvedilmişti. Eğer Esed ve etrafındakiler kendi tarihlerini bile bilmiyorlarsa bu, Suriye halkının zombileşmiş kimseler tarafından kontrol edildiğini kanıtlıyor.
Sözde “Ermeni Soykırımı”nın kabul edilmesi Esed ve etrafındakilerin Ermeniler tarafınan katledilen akrabalarına, yüzbinlerce Arapa ihanetten başka bir şey değil. Böyle aptalca adımlar Türkiye`yi zayıflatamaz. Aksine, tüm bu provakasyonlar Türk milletinin birliğini ve kardeşliğini daha da güçlendirecek.”
Rusçadan çeviri: Agil Bekir