Türk Devletleri Teşkilatı Adalet Bakanları Konseyinin ilk toplantısı Kazakistan’da yapıldı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da katıldığı toplantıda karşılıklı iş birliğinin geliştirilmesi konusu masaya yatırıldı.

Kazakistan’ın başkenti Astana’da Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Adalet Bakanları Konseyinin ilk toplantısı gerçekleştirildi.

Kazakistan Adalet Bakanı Azamat Yeskarayev’in ev sahipliğinde Bağımsızlık Sarayı’nda düzenlenen toplantıya Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Azerbaycan Adalet Bakanı Farid Ahmedov, Kırgızistan Adalet Bakanı Ayaz Baetov, Özbekistan Adalet Bakanı Akbar Taşkulov ile TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev katıldı.

Kazak Bakan Yeskarayev, toplantının açılış konuşması öncesi Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in TDT çerçevesinde ilk kez kurulan Adalet Bakanları Konseyi üyelerine gönderdiği mesajı okudu.

Tokayev, mesajında manevi, siyasi, devlet tecrübesine dayalı hukuk sistemine sahip Türk göçebe kültürünün mirasçıları olduklarını belirterek “Amacımız, aramızdaki güven ve kardeşliğin temelinde birliğimizi korumak, gelecek nesillere aktarmaktır.” ifadesini kullandı.

“Konseyin kurulması, adli sistemimizi yakınlaştırmaya imkan sağlayacak”

Kazakistan’ın TDT’nin uluslararası arenadaki otoritesinin artmasına ve teşkilat kapsamındaki işbirliğine büyük önem verdiğini vurgulayan Tokayev, “Konseyin kurulması, adli sistemimizi yakınlaştırmaya ve bu alanda bilgi paylaşımına da imkan sağlayacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Kazak Bakan Yeskarayev de ülkesinin Astana’da gerçekleştirilen TDT 10. Yıl Dönümü Zirvesi’nde TDT Adalet Bakanları Konseyinin kurulmasını önerdiğini, Konseyin ortak değerlere sahip kardeş ülkeler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını söyledi.

“İnsanlık için barış ve huzura katkı veren adımları atmakta kararlıyız”

Adalet Bakanı Tunç da Asya’nın parlayan yıldızı Astana’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

TDT Adalet Bakanları Birinci Konseyi Toplantısı’na ev sahipliği yapan Kazak mevkidaşı Yeskarayev’e teşekkür eden Tunç, “Bu güzel birlikteliğin devamını sağlayacak istişarelerin, ülkelerimizin yargı kurulları arasındaki iletişim bağlarını daha da güçlendireceğine yürekten inanıyorum.” diye konuştu.

Tunç, “Geçmişte olduğu gibi bugün de tam bir kardeşlik içerisinde yan yana ve omuz omuzayız. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Daha adil bir dünya mümkün’ düsturuyla insanlık için barış ve huzura katkı veren adımları atmakta kararlıyız.” dedi.

Bu amaçla kardeş ülkeler olarak birlikteliği ve dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Tunç, “Bizler, aynı kökten gelen ulu bir çınarın geniş bir coğrafyaya yayılan kollarıyız. Bu temeli unutmadan birliğimizi pekiştirdiğimiz takdirde dünyadaki gücümüzü hiç şüphesiz daha da artıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.

Tunç, TDT üyesi ülkeler arasında siyasi, kültürel, ekonomik, ticari ve askeri alanların yanında, adalet ve yargı konularındaki işbirliğinin de derinleştirilmesine ve geliştirilmesine önem verdiklerini vurguladı.

“İşbirliğimizi artıracak önemli çalışmalar yaptık”

İstanbul’da 2021 yılında düzenlenen ve Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı TDT 8. Zirvesi’nde “Türk Dünyası-2040 Vizyon Belgesi”ni birlikte kabul ettiklerini hatırlatan Tunç, “Bu vizyon doğrultusunda son 10 yılda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde yüksek yargı kurullarına, yüksek mahkemelere, başsavcılara, adalet akademilerine, avukatlara ve noterlere ilişkin işbirliğimizi artıracak önemli çalışmalar yaptık.” diye konuştu.

Türk dünyası olarak uluslararası adli işbirliğini daha da ilerletmelerinin gerektiğine dikkati çeken Tunç, “Birazdan imzalayacağımız ortak bildiriyle adli işbirliğimizin daha da ileriye taşınacağına yürekten inanıyorum.” dedi.

Terörle mücadeleye de değinen Bakan Tunç, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve milletin onurlu direnişiyle başarısızlığa uğratıldığını anımsattı.

Tunç, şunları kaydetti: “Terör, insanlık suçudur. Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da hiç şüphesiz ülkeler arasındaki iade talepleri yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Biz, adli işbirliği konusunda uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerimize şimdiye kadar samimiyetle uyduk. Bundan sonra da aynı ciddiyet ve kararlılıkla bu yükümlülüğümüze uymaya devam edeceğiz fakat aynı bakış açısını tüm dünyadan beklediğimiz gibi, tarihi, kültürel birçok ortak ve akrabalık bağımızın olduğu Türk dünyası ülkelerinden özellikle beklediğimizi altını çizerek vurgulamak istiyorum.”

“Uluslararası insancıl hukukun, ya hiçe sayıldığını ya da çifte standarda tabi tutularak işletildiğini görüyoruz”

Tunç, Gazze’deki insanlık felaketine dikkati çekerek, “1917’ye kadar özenle korunan, her dinden insanın barış ve esenlik içerisinde yaşadığı Filistin, maalesef günümüzde kanla, gözyaşıyla, zulümle yıkanmaktadır. İşgalci İsrail, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri, mülteci kamplarını bombalayarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliam, soykırım gerçekleştiriyor.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılarda 40 binden fazla kardeşlerinin şehit olduğunu anlatan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunların en az 16 bini çocuk, 10 bini kadın. Maalesef geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası insancıl hukukun, güç sahipleri tarafından ya hiçe sayıldığını ya da çifte standarda tabi tutularak işletildiğini görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Filistin’de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Gecikmeli de olsa Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı harekete geçmiş, İsrail Başbakanı (Binyamin) Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı (Yoav Gallant) için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle ‘yakalama kararı başvurusunda’ bulunmuştur. Bir an önce yakalama kararının icra edilmesini bekliyoruz. Bu davanın yanında, Güney Afrika’nın soykırım suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanında açtığı davayı ayrıca çok değerli buluyor ve destekliyoruz.

“Türk dünyası olarak daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız”

Türkiye olarak bu soykırım davasına müdahil olmak için 7 Ağustos 2024 tarihinde resmi başvuruda bulunduk. Türkiye olarak, İsrailli yetkililer hak ettikleri cezayı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.”

Tunç, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı olarak yargıyı ilgilendiren tüm alanlarda her türlü işbirliğine hazır olduklarını dile getirerek “‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

TDT Adalet Bakanlıkları arasında işbirliğinin geliştirilmesi için perspektiflerin belirlenmesi ve sistemlerinin dijitalleştirilmesi konularının masaya yatırıldığı toplantıda bakanlar, TDT Adalet Bakanları 1. Konseyinin Astana Bildirisi’ni imzaladı.

Bir sonraki TDT Adalet Bakanları Konseyinin Azerbaycan’da bir araya gelmesine karar verilen toplantı, bakanların aile fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.

www.yenicag.info

726