Aytek Yusifsoy
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son görüşmesi Karabağ sorununun çözümüne dair yeni umutlar oluşturdu.
Rus siyaset bilimci Grigori Trofimçuk, çözüm sürecinde oluşmuş durumu Yeni Çağ‘a değerlendirdi.
– Karabağ sorunuyla ilgili son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce süreç nasıl ilerleyecek?
– Türkiye, Azerbaycan’ın en önemli müttefiki. Bu yüzden de, Erdoğan’ın Putin’le görüşmesi sırasında Karabağ konusunu hatırlatması çok doğaldı. O da Bakü’de bu görüşmenin sabırsızlıkla beklendiğinin farkındaydı. Ama bu konu şimdilik Türkiye’nin gündeminde öncelikli konu değil. Putin-Erdoğan görüşmelerinin en temel konusu Suriye krizi ve bu krizin çözülmesi için atılacak bir sonraki adımlar. Daha Türkiye-ABD ilişkilerindeki sorunlardan bahsetmiyoruz bile. Bu durumda Karabağ sorununun gündemi zabtetmesi beklenilmiyor. Türkiye, kendi sorunları yoğunlaşana kadar Karabağ sorunuyla daha fazla ilgilenmekteydi. Örneğin, Türkiye’nin Kafkasya projeleri o dönemde ortaya çıkmıştı.
– Sergey Lavrov, önce Bakü’ye, daha sonra Erivan’a resmi ziyarette bulunacak. Sorunun çözümüne yönelik yeni planlar var mı?
– Lavrov, tarafları incitmemek için ikili ziyaretler düzenleyecek. Aslındaysa onun ziyaretleri, Rusya’nın Azerbaycan ve Ermenistan’la diplomatik ilişkiler kurmasını yıldönümüyle ilgili. Tabii ki Lavrov’un ziyareti sırasında Karabağ konusu görüşülecek, ama “Lavrov planı” gibi önemli bir gelişme olmayacaktır. Yukarı Karabağ çevresindeki illerin savaş olmadan Azerbaycan’a iadesi 2016’da ateşkesinköklü biçimde ihlaline kadar mümkündü. Şu durumda pratik olarak bu imkansız görünüyor. Böyle bir şey olursa, Ermenistan yüzünü Batı’ya çevirir ve ülkede istikrar yerini bir anda kaosa bırakır.
Herhangi yeni bir çözüm planı yok. Artık Azerbaycanlıları çözüm “anahtarı”nın Rusya’nın elinde olduğuna inandırmak pek mümkün değil. Bu düşünce sadece Rusya’yı olduğundan güçlü göstermeye yarıyor…
www.yenicag.info
