“Operasyonun başarılı olması için içerdeki çeşitli farklı grupları aynı ideolojik çatıya getirmek şart”
Ortadoğu, güvenlik ve askeri konularda uzman, Milliyet gazetesi köşe yazarı ve NTV kanalı yorumcusu Nihat Ali Özcan, Yeniçağ‘a konuştu:
Yeniçağ: Kendi güvenliğini sağlamak ve bazı stratejik hesapları önlemek için Türkiye’nin ikinci kez Suriye’ye askeri operasyon düzenlemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nihat Ali Özcan: Astana’da Rusya, İran ve Türkiye arasında varılan anlaşmalarda Suriye’nin kuzeyinde “Çatışmasızlık bölgesi” kurulması kararlaştırılmıştı. Türkiye o anlaşmanın tanıdığı yetkiyi kullanarak yükümlülüklerini yerine getiriyor. Bu, bir zahmetli operasyon olup, her şeyden önce oradaki yaklaşık iki milyon sivilin operasyondan az etkilenmesini düşünmek ve önlemler almak gerekmektedir. İdlib’in temizlenmesi sürecinde başta El-Kaide’nin Suriye kolu olan El-Nusra olmakla orada yuvalanan terör örgütlerinin ne yapacağını iyi analiz etmek gerekir. Rusya ve İran artık Suriye’deki politik hedeflerini tutturmuş durumdalar. Türkiye’nin İdlib’e düzenlediği operasyonun İdlib’i teröristlerden temizleme dışında kuzeydeki Afrin bölgesinde kanton kurmaya çalışan PYD/YPG terör örgütünün kendi amacına ulaşmasını engellemek de vardır. Türkiye orada konvansiyonel bir savaşa katılmıyor, 14 noktada gelişmeleri gözlemleyecek, gerektiği durumlarda İdlib’i teröristlerden temizleyen muhalif güçlere desteğini sunacaktır. Bu, çok karmaşık ve zigzaglarla dolu bir süreçtir.
Yeniçağ: Suriye’deki farklı gruplara bakışta Türkiye ile Rusya arasındaki bazı yaklaşım farklılıkları ortadan kalktı mı?
Nihat Ali Özcan: Öncelikle gerek İdlib’de ve gerekse Suriye’nin tamamında terör örgütlerine karşı mücadelede genel bir çatı örgütünün kurulması şarttır. Örneğin, şu anda oradaki esas güçlerden biri olan Rusya, El-Nusra’yı terör örgütü olarak görüyorsa, diğer müttefiklerin de aynı ortak pozisyonu paylaşmaları gerekmektedir. Başarı o şekilde elde edilebilir. Unutmamamız gereken nokta bu işin son derece karmaşık ve çetrefilli olmasıdır.
Yeniçağ: Peki, sürecin tamamlanarak Suriye’nin normalleşmesi ne kadar zaman alır?
Nihat Ali Özcan: Burada bir dizi etkenler sözkonusu. Askeri bakımdan bu zor sürecin tamamlanmasından sonra hem güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesine eğilmek kaçınlımaz olacak hem de diğer ihtiyaçların. Hali-hazırda bölgede kendini en rahat hisseden ülke Rusiya olup, belirli noktalarda İran’ın da etkin ve başarılı olduğunu söylmememiz gerekir. Ciddi bir sorun.
Yeniçağ: İdlib operasyonunun başarıyla tamamlanmasından sonra Türkiye de Suriye’nin geleceğinin şekilllenmesinde etkin bir aktör haline gelir mi?
Nihat Ali Özcan: Türkiye daha önce Fırat kalkanı operasyonunu gerçekleştirerek PYD/YPG terör gruplarının Afrin civarında birleşmelerini engellemişti. İdlib operasyonunda da Türkiye’nin üzerine büyük görev düşmekte olup bunun da üstesinden layıkıyla gelecektir. Şu anki durumda İdlib zaferinin Suriye’nin normalleşmesi süreçlerinde Türkiye’ye ne kazandıracağını kestirmek çok zordur. Türkiye operasyonlara başarılı devam ettiği süreçlerde masa etrafında avantajlar elde edeceği kesindir. Fakat demin de vurğuladığım üzere bu karmaşık süreçlerin iyi yönetilmesi lazım. Astana anlaşmasıyla Türkiye’nin Suriye sorununun çözümüne aktif biçimde katılmasının getirileri elbette ki, olacaktır.
Yeniçağ: Türkiye’nin aktif müdahalesi PYD/YPG terör örgütünün de bölgeden çekilmesine neden olacaktır. Suriye’de siyasi çözüme ulaşıldıktan sonra terör örgütlerinin ülkenin kuzeyindeki devam ederek Türkiye’yi rahatsız eder mi?
Nihat Ali Özcan: ABD’nin tavrı önemli olacaktır. Şayet siyasi çözüm sonrasında ABD, yine PKK terör örgütünü siyasi kaldıraç olarak kullanmaya devam ederse, sıkıntılar bitmeyecektir. Hayır, ABD teröristeri Rakka’dan da temizledikten sonra Suriye’yi terk ederse, belki Şam yönetimi kuzeydeki Kürt bölgelerine bazı haklar tanıyabilir ancak bunun siyasi özerkliğe varacağını zannetmiyorum. O nedenle, İdlib operasyonunun Türkiye içinde büyük önem arzettiğini bir daha vurğulamamız gerekir.
www.yenicag.info